Zerrin Tekindor’un resimlerini (özelliklede portre çalışmalarını) görünce aşık oldum. O portrelerden bazılarına nasıl sahip olmak istedim anlatamam (büyük ihtimal şanslı insanların evlerinde yerlerini almışlardır, bu da acı gerçeğim) hani öle çok aç gözlü bir insan olduğumu da sanmıyorum, aaa bu çok güzelmiş benim olsun diye her şeyi istemem ama dedim ya aşık oldum tabloların bazılarına.
Kadın portrelerini ya da plastik sanatlarda kadın figür kullanımı zaten hoşuma giden bir şeydir. Zerrin Tekindor’unda kullandığı gibi hafif eğimli baş-boyun duruşu, saçlarla tamamlanışı çok estetiktir. Resimde zaten bilinçli ya da bilinçsizce hazırlanan kompozisyon size hikayenin yönünü verir. Bu tablolarda hikaye acelesi olmadan anlatılıyor. Sakin sakin giderken yer yer heyecanlılaşıyor, özellikle saçlarda. Gözüm gezerken o esas odak noktasına ulaşıyor. Uzun kirpiklerle kocaman daha derin bir hikaye anlatıyor sanki gözleri kadınlarının. En başta da söyledim ya çok etkilendim ben bu kadınlardan.